İcra ve İflas Hukuku, borcunu zamanında ödemeyen borçluya karşı alacaklı tarafın haklarını koruyan hukuk sistemidir. Borcun cebri icra yolu ile tahsil edilmesini sağlar. Borçluya ait taşınır, taşınmaz mallara belli şartlar dahilinde el konulmasıdır. Kanunda bu durumun nasıl işleneceği açık ve net belirtilmiştir.
Türkiye’de borçlunun borç tahsiline ilişkin tüm usul ve esaslar, icra ve iflas kanunu ile düzenlenmiş olup İcra Mahkemeleri bu hususta görevlendirilmiştir. Kolluk kuvvetleri ihtiyaç halinde mahkeme talebi üzerine cebri icrada görevlendirilebilirler.
Borçlu ve alacaklı arasındaki her türlü uyuşmazlıkların ele alınması ve çözüm yollarının oluşturulmasında yararlanılan İcra ve İflas Hukuku için; borçlunun malvarlığının araştırılması, müvekkil ile karşı taraf arasında borç tasfiye görüşmelerinin yapılması ve protokole bağlanması, kredi sözleşmelerinden doğan ihtilaflarının çözümlenmesi, borçlu ve alacaklı arasında anlaşma zemini yaratılması, iflas eden gerçek ve tüzel kişilerin tüm yasal işlemlerin takibi, konkordato ve iflas ilanı gibi konularda avukatlar müvekkillerine danışmanlık yaparlar.
Bunlara ek olarak icra ve iflas hukukundan kaynaklı bağımsız davalarının takip edilmesi süreçleri İcra ve İflas Hukuku alanına dahildir.
İcra takibi başladıktan sonra yasal süresi içerisinde borca itiraz edilmediği halde icra takibi kesinleşir. İcra takibi, alacaklının borcunu tahsil edememesi üzerine yasal işlem başlatmasıdır. Borcun cebri icra yolu ile tahsil edilmesini sağlar. Bu bağlamda icra takibi türleri şunlardır.
İcra takibi çeşitleri için kişinin sorumlu olacağı kanuni hak ve borçlar değişkenlik gösterir. İcra takibi başlatıldıktan sonra 7 gün içerisinde borca itiraz edilebilir. Aksi halde ödeme emri kesinleşir.
İcra hukukunda farklı haciz türlerinden bahsetmek mümkündür. Bunlar;
Borcun ve alacaklı-borçlu arasındaki sözleşmenin türüne göre yukarıdaki haciz türlerinden biri işleme konur.